Loading...

Aile ve Boşanma Hukuku



Nafaka Türleri Nelerdir ?



4721 sayılı Türk Medeni Kanununda değişik hallere özgü olmak üzere birden fazla nafaka türünde düzenleme yapılmıştır. Nafakalar; bakmakla yükümlü olduğunuz kişilere yönelik olabileceği gibi eşe veya ortak çocuklara yönelik olarak verilebilmektedir. Verilen kişi ve duruma özgü olarak nafakanın nitelendirilmesi değişiklik göstermektedir.

Çocuklara, boşanma davası sürecinde verilen nafakaya tedbir nafakası, boşanma hükmünün kesinleşmesi halinde eşlerden birine velayet verildiği veya ortak velayete hükmedildiği hallerde çocuğu yanında bulundurmayan eşin çocuk için yapacağı katkıya iştirak nafakası denilmektedir.

Tedbir nafakası boşanma davası sürecinde talep edilebileceği gibi boşanma davasından ayrı bir davayla da istenebilmektedir. Türk Medeni Kanunun 197. maddesindeki öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde evlilik birliğinin devamı sürecinde eşler yararına tedbir nafakası verilebilmesi mümkündür.

Boşanma davasında tedbir nafakası talep eden eşin kusur durumuna bakılmamaktadır. Tam kusurlu taraf dahi tedbir nafakasından yararlanabilmektedir.

Ayrı bir dava olarak açılan tedbir nafakası davalarına çocuklar açısından istisnai bir hüküm getirilerek; eğer taraf ayrı yaşamakta haklı olmasa bile yanında bulunan çocuk yönünden tedbir nafakasına aile mahkemesi hakimi tarafından hükmedilmesi gerekmektedir.

İştirak nafakası boşanma davası hükmü içerisinde yer alabileceği gibi bu hüküm içerisinde yer almasa dahi çocuklar ergin oluncaya kadar yargılamanın her aşamasında verilebilecek olan nafaka türüdür. İştirak nafakası boşanma davası içerisinde verilecekse boşanma sonucu eşlerden birine velayetin verilmesi halinde diğer eşin yapacağı katkının adıdır. İştirak nafakası anlaşmalı boşanma davası sürecinde de talep edilebilmektedir. İştirak nafakasının anlaşmalı boşanma davasında açıkça istenmediği hallerde dahi süreye tabi olmadan istenilmesi mümkündür.

Diğer bir anlatımla anlaşmalı boşanma davasında iştirak nafakası verilmemiş olması keyfiyeti çocuk aleyhine kesin hüküm oluşturmamaktadır. Aynı şekilde anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan iştirak nafakası miktarının hakkaniyet durumuna göre gelecekte arttırılması ya da azaltılması mümkündür.

Boşanma davası sürecinde eşlere yönelik olmak üzere verilen nafakaya da tedbir nafakası denilmektedir. Boşanma hükmü kesinleştikten sonra koşulların oluşması sebebiyle eşe verilen nafakaya da yoksulluk nafakası adı verilmektedir.

Yardım Nafakasının Koşulları Nelerdir ?

Türk Medeni Kanununda eşlerin boşanması sonucunda yoksul duruma düşecek tarafın bu yoksulluğunun giderilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra verilen nafakaya yoksulluk nafakası denilmektedir. Yoksulluk nafakasının temel iki koşulu vardır.

- Yoksulluk nafakasının boşanma davası sürecinde talep edilmesi,

- Boşanma davasında ağır kusurlu taraf olmamak; az kusurlu, eşit kusurlu ya da kusursuz olmak

Yoksulluk nafakası boşanma davası sürecinde talep edilmezse, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra Medeni Kanunun 178. maddesi gereğince 1 yıl içerisinde istenebilmesi de mümkündür. Ancak anlaşmalı boşanma hükümlerince her ne sebeple olursa olsun eşlerden biri hakkında yoksulluk nafakasına hükmedilmemişse anlaşmalı boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra artık yoksulluk nafakası talep edilebilmesi mümkün değildir.

Yoksulluk nafakasına hükmedildikten sonra hakkaniyet gereği tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre yoksulluk nafakasının azaltılması, arttırılması ya da koşulları varsa tümden kaldırılması mümkündür.

Yardım nafakası ise bakmakla yükümlü olunan kişiler hakkında -kanunda kimler tarafından istenebileceği konusunda usul, firu ve diğer sınırlamalar gösterilmek suretiyle açıkça düzenlenmiştir. Yardım nafakası davaları da aile mahkemesi içerisinde görülen davalardandır. Yardım nafakası talebi boşanma davasıyla birlikte gerçekleştirilemez.

Babalık Davası, Babalık Davası Zamanaşımı, Babalık Davası Dilekçe Örneği, Soybağının Tespiti


Babalık Davası 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 285.maddesinde düzenleme alanı bulan babalık karinesi kapsamında '' Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür.'' hükümleri uyarınca ve anılan kanunun 301 ve devam maddeleri doğrultusunda başvurulması gereken bir hukuki kurumdur.

Babalık davası, çocuğun evlilik dışında dünyaya gelmiş olması halinde çocuk veya anne tarafından açılabilmektedir. Çocuğun dava açması durumunda kayyım atanarak hem anne hem baba davalı gösterilmek suretiyle babalık davası açılabilmektedir. Çocuk reşit olduğunda kendisi bu davayı ikame edebilmektedir. Anne tarafından baba babalık davası dava dilekçesinde davalı gösterilerek de bu dava açılabilmesi mümkündür.

Babalık davasının sonuçlanması başka delillerle desteklenebileceği gibi DNA testi, babanın vefatı durumunda fethi kabir incelemesi söz konusu olabilmektedir.

Babanın DNA testini kabul etmeme, vücut dokularının incelenmesine rıza göstermeme hakkı bulunmakta mıdır ?

6100 sayılı HMK'nın 292.maddesinde açıkça Soybağı tespiti için inceleme başlığı altında uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes, soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadır. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde, hâkim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verir hükmü yer almaktadır. Bu minvalde soybağı tespiti kamu düzenine ilişkin olduğundan tarafların rıza göstermesi zorunluluğu bulunmaktadır.

Soybağını, bireyin üst soyu ile olan biyolojik bağlantı olarak tanımlayabilmek mümkündür. Soybağının reddi davası baba tarafından çocuğun doğumundan itibaren kendisinin baba olmadığı ihtimaline dayalı kuvvetli verilere ulaştığı tarihten itibaren 1 yıllık süre dahilinde açılmalıdır. Örneğin baba eşinin başka birisiyle cinsel birliktelik kurduğunu öğrenirse bu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde soybağının reddi davasını ikame etmesi gerekmektedir.

Söz konusu davayı açma hakkı diğer ilgililer başlığıyla Medeni Kanunun 291.maddesinde düzenleme alanı bulan kişilerce de açılabilmekte olup kocanın ölümü halinde mirasçıları ve baba olduğunu iddia eden kişinin de bu davayı açma hakkı bulunmaktadır.

Babalık ilişkisi ve soybağının reddi davaları miras hukuku anlamında da önem arz etmektedir.

Evlilik dışı doğan çocuk kimin kütüğüne kaydedilir ?

Evlilik dışı doğan çocuk dünyaya geldiğinde annenin soyadına kaydedilmekte ve tanıma veya babalık davası neticesinde soybağı ilişkisi kurulana kadar annenin kütüğünde kalmaktadır.

Peki soybağı bulunmadığı tespit olunan çocuk için geçmişe dönük olarak yapılan masraflar istenebilir mi ?

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 19.03.2019 tarihli ilke kararıyla bu hususa açıklık getirmiş olup baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk için çocuğun ana rahmine düştüğü andan itibaren red kararının kesinleştiği süreye kadar yapılan masrafların 6098 sayılı Borçlar Kanunun 77. maddesinde düzenleme alanı bulan sebepsiz zenginleşme hükümlerince istenebilmesi mümkündür.

'' Davacı vekili asıl davada ve birleşen ek davada müvekkilinin kendisinden olmadığını sonradan öğrendiği çocukların doğumlarından velayetlerinin anneye verildiği tarihe kadar bakım ve yetiştirilmesi için yaptığı masraflar nedeniyle uğradığı maddi zararın tazminini istemiştir.

Eldeki davada soybağının reddi davası ile çocukların davacıdan olmadığı ve biyolojik babalarının diğer davalı olduğu tespit edilinceye kadarki dönemde, davacının TMK'nın 327. ve 328. maddeleri gereğince velayet hakkına sahip olan baba sıfatıyla çocukların bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderleri karşılamış olması hayatın akışına uygundur.

Şu durumda davacının maddi zararını kanıtlaması ve miktarın tam olarak tespiti mümkün değilse de yerel mahkemece açıklanan ilkeler dikkate alınarak çocukların yaşı, eğitim durumu ve diğer şartlar birlikte değerlendirilip BK'nın 42. maddesi gereğince uygun bir miktar maddi tazminatın diğer davalıdan tahsiline hükmedilmesi gerekmektedir. 2019/4-85 E. 2019/314 K sayılı Karar

 


Mustafa Kemal Mah., 2108 sk. No:49, D:5 06530 Çankaya/Ankara
0 541 909 58 98